Enter your email Address

Perşembe, Mart 30, 2023
  • Kurmancî
  • سۆرانی
  • Türkçe
  • Deutsch
  • English
[email protected]
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojhilat
      • Rojava
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Nûçe Ciwan
Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Anasayfa Haberler

ÖZEL – Güneş ülkesinin alevden kızı; Viyan Soran

02/02/2023 - 0:27
içinde Haberler, Manşet, Özel, Toplumsal, Tüm Haberler
Reading Time: 11 mins read
A A
0
ÖZEL – Güneş ülkesinin alevden kızı; Viyan Soran
184
GÖRÜŞLER
PaylaşTweetle

HABER MERKEZİ- Leyla Weli Husêyin, nam-ı diğer Viyan Caf, Viyan Karox ve Viyan Soran, 1981 yılında Süleymaniye şehrinde doğdu, ilk ve ortaokulu Süleymaniye okudu. Çocukluğundan beri toplumsal sistemin acımasızlığının farkındaydı ve her zaman kadınları ezen ve zorlayan zihniyetle yüzleşmişti.

Sistem içinde aldığı eğitim ile özgürlük hayallerini gerçekleştirmesi için yeterli olmadığnı anlamış, 1997 baharında eğitimini yarıda bırakarak PKK’nin ulusal kurtuluş devrimine katılmıştı. Gizli enerjisi ve yetenekleriyle devrimci yaşamın eğitim, yaşam ve etkinliklerine coşkuyla katılırdı. Kendi isteği ve ısrarıyla ilk devrimci katılımı olarak savaş alanını seçip ve gerilla saflarına katılarak birçok gerilla faaliyetinde aktif olarak yer aldı.

1997 yılı sonlarında arkadaşları tarafından Önderlik Sahası’nda eğitim görmek için aday gösterilmiş, ancak o dönemki zor koşullardan dolayı buna fırsat bulamamıştır. 1998 yılında Güney Kürdistan Konferansı’na katıldı. Daha sonra yetenekli bir kadro olarak 2000 yılında Kandil Dağı’nda Ortadoğu Konferansı’na katılarak geniş ve derin görüşleriyle konferansın daha verimli geçmesini sağladı. Bu konferanstan sonra Doğu Kürdistan’daki örgütsel mücadeleye katıldı ve kısa sürede Kürdistan’ın bu parçasındaki halk arasında tanındı. Güney Kürdistan’ın özgürlük mücadelesinde önemli bir rol oynadı, Demokratik Çözüm Hareketi’nin kurucu komitesinde yer aldı. 2002 yılında Yönetim Kurulu ve Siyaset Okulu üyesi olarak örgütsel ve medyatik mücadele ile diğer mücadele alanlarının geliştirilmesinde önemli rol oynadı. Aynı yıl Kadın Hareketinin Dördüncü Kongresinde Özgür Kadın Partisi (PJA) Yürütme Konseyi üyesi oldu.

Daha sonra Halk Savunma Güçleri (HPG) saflarına ve yeni PKK’nin kurucu komitesinin bir üyesi olarak Özgürlük Hareketi komutasına katıldı. Behdinan’ın Heftanin alanındaki Kadın Birlikleri’nde (YJA-STAR) yer alarak, halkımızın hassas ve kararlı evresinde ciddi bir mücadele yürüttü ve tarihi görevler üstlendi. Düşman ve işgalcilerin tüm saldırılarına cevap vermek için büyük bir hazırlığın ortasındaydı. Sorunlara ve olaylara her zaman inanç ve büyük bir irade perspektifiyle baktı ve hiçbir zaman “imkansız” demedi: “Bu mümkün değil” demedi. Aksine her zaman şöyle demiştir: “Büyük hedeflere ulaşmak için büyük acılar gereklidir.” Mektubunda şöyle diyordu:

“Devrimin tüm zorluklarına karşı hiçbir zaman tereddütsüz, ahlaksız ve inançsız yaşamadım”

Önderlik düşünsel, ideolojik, politik ve pratik alanda derinleşti, büyük deneyimler yarattı ve Başkan Apo’nun savunma mektuplarını coşkuyla ve derin düşünerek okudu ve çözümledi. O, 15 Şubat 1999 uluslararası komplosunu bir kader olarak kabullenemediği gibi, aynı zamanda Apocu ve çağdaş bir militan olarak bu lanetli komplonun mahkum edilmesi ve boşa çıkarılması sürecine katılmaya çalıştı. Bu nedenle kendi deyimiyle 1999 yılında Başkan Apo’nun aklından bir saniye bile çıkmamaya karar vermiş ve tarihi görevlerini her gün büyük bir aşkla yerine getirmeye çalışmıştır. Önderliğe ve halka karşı komplonun her geçen gün derinleştiğini gördükçe Önderliğin özgürlük ve başarıya olan inancı, iradesi ve umudu her geçen gün artmış, iç ve dış komplolara karşı aynı sorumlulukla karşı karşıya kalmıştır.

“Ben de 15 Şubat komplosunun sekizinci yıldönümünü asla kabullenemediğim için kadın özgürlüğü ve Kürt halkı düşmanlarının politika ve komplolarına bir volkan gibi göğüs germek zorunda kaldım”

“Başkansız ve özgürlüksüz yaşam olmaz” düşüncesiyle aklını, duygularını ve ruhunu büyük bir tarihi olaya hazırlıyordu. “Sözümüzü yeniden söylüyoruz” şiarıyla 1 Şubat 2006 gecesi Heftanin’de kutsal bedenini ateşe vererek özgürlüğe ve onurlu bir yaşama olan aşkını, Başkan Apo’ya ve Kürt halkının kutsal hedeflerine olan bağlılığını herkese kanıtladı.

Şehit Viyan, bu şahadet eylemiyle yoldaşlarına, kadınlara, halka ve insanlığa en kutsal mesaj ve talimatlarını vermiş, tüm iç ve dış komplolara güçlü bir cevap vermiştir. Bu eylemiyle bir önder ve yurtsever olan Viyan, özgür bir kadına ve halkına önderlik etme düzeyine ulaşmıştır.

Şehit Viyan Soran’ın Önder Apo’ya yazdığı mektup

KARANLIK GECELERİN AYDINLIĞI BAŞKAN APO’YA

“Senin ismini duyduğum ve tanıdığım günden beri yaşamı hissediyor, kim olduğumu ve nasıl yaşamam gerektiğini biliyorum. Yani fikirlerin beni bana tanıttı ve anlamlı yaşamayı öğretti. Özgürlüğün alfabesini bana öğrettin. Senin okulunda zorlanmalar yaşamışsam da hiçbir gün ikirciklik yaşamadım ve pişman olmadım. Çünkü ben okulunda anlamın, düşüncenin ve insanın gücünü keşfettim. Çok az da anladım ki, mümkün olmayan hiçbir şey yoktur. Ama insanın amacında ciddi olması, ona inanması ve ona ulaşması şartıyla. Bir kadın ve bir Kürt olarak özgürlük bana amaç oldu ve bu amaca yürekten inandım. Bunun için hasretle bir anlığına da olsa seni yakından görmek, kucaklamak, omzunda nefes almak sonra da özgürlük, kadın ve halkıma ilişkin yüreğimdekileri seninle tartışmayı isterdim.
Ancak 1998’deki içten ve dıştan geliştirilen kirli uluslararası komplo senin ve benim aramda bir ayrılık yarattı ve bu komplo benim gibi seni görmek isteyen binlerce arkadaşımın da umudunun arasına girdi. Esir alınışından sonra bende daha güçlü bir sarsılma gelişti ve yüreğimde karar ve özgürlük gücü daha da gürleşti. Seni görmenin özlemini ve umudunu hiçbir zaman yitirmedim. Seni her zaman yakından hissetmenin çabası içinde oldum. Bundan dolayı içimde her zaman seninle diyaloglar yaptım. İçimi bir enerji ve ses gibi içime dolduğunu hissettim. Ve bundan ilham aldım. Birçok kez de rüyalarımın misafiri oldun ve bundan çok büyük bir mutluluk duydum. Ama gerçek şu ki sana yönelik tüm duygu ve düşüncelerimi dile getiremiyorum. Ancak 1999 yılından sonra her zaman bir gerçek beynimde yankılanıyordu. O da şudur senin gibi büyük bir insanın esir alınışını kabullenemiyordum ve o insan orayı hak etmiyor diyordum. Şüphesiz bu esaretin, bir halkın Önderinin ve insanlık rehberinin tecride alınışının sorumlusu olarak yalnızca komplo içinde yer alan sahtekâr devletleri görmüyorum. Sahtekâr, ikiyüzlü, ihanetçi devletlerin ihaneti kadar benim ve diğer arkadaşlarımın zayıf ve yetersiz yoldaşlığını da bu komplo da sorunlu görüyorum. Bu yüzden halk ve özgürlük umutlarını size bağlayan kadınlar her zamanlar kendilerinden utandılar.
Bu gün de 15 Şubat 2006’da Reber Apo’nun esaret altına alışının 8.yılına giriyoruz. Bununla birlikte uluslararası komplo İmralı ve Kürt halkı üzerinde yeni ve tehlikeli bir süreç başlatmıştır. Reber APO ve Kürt halkının barış ve demokrasi çabalarını boşa çıkarmak istiyorlar. Çok açık teslim olma ve Başkan Apo’dan vazgeçme çağrısı yapıyorlar. Bizi ehlileştirmek, Başkan Apo’suz, ideolojisiz, iradesiz bir yaşama alıştırmak istiyorlar. Bu nedenle bu gün Kürt halkı dünyanın dört bir yanında Başkan Apo’ya yönelik imha ve inkâr siyasetine karşı tepkilerini haykırıyor. Bende sizin bir öğrenciniz olarak, meşru olmayan saldırılar karşısında bu yılın 15 Şubat’ında halkımın içinde size olan bağlılığımı yenilemek istiyor ve halkımın direniş eylemlerini gürleştirmek istiyorum. Bedenimin ateşiyle sınıflı toplum uygarlığının buz tutmuş yürek ve beyinlerine bir mesaj vermek, batının İnsan Hakları Mahkemesinin yalancılığını ve sahtekârlığını ortaya çıkarmak için tarihin adaleti önünde birçok insan gibi bir şahit olmak istiyorum.

Milyonlarca insanın ve özelliklede kadınların yüreğinde, beyninde ve tüm hücrelerinde yer edinmişsin
Başkanım Gerçekleştirdiğim eylemin nedeni senin ve Kürt halkının üzerindeki komployu kabul etmemek ve egemen devletler tarafından size ve Kürt halkına karşı uygulanan haksızlığa karşı başkaldırmak içindir. Aynı zamanda yetersiz yoldaşlığımın bir özeleştirisi, halk ve tarih karşısında utanç duygusundan kurtulmak içindir. Bir tek kişi kalsak bile senin ideolojik çizginin ve felsefenin başarıya ulaşacağına dair iddialı ve inançlıyım. Birçok kişi senin şahsında ideolojik hattı yok edeceklerini düşünüp, söylemektedirler. Ancak ben bunu çok ciddiye almıyor boş bir iddia olarak görüyorum. Çünkü sen artık milyonlarca insanın ve özelliklede kadınların yüreğinde, beyninde ve tüm hücrelerinde yer edinmişsin.. Sen tarihe ve topluma mal oldun. Sen her zaman kadınının bağlılığını ve dürüst oluşunu bize tanıttın. Bugün tüm yetersizliklerim ve zayıflıklarımıza rağmen özeleştirimi vermek, demokratik ve bilimsel sosyalizme ve yeni paradigmaya yönelik kararlılığımı göstermek istiyorum. Azda olsa iç gericilik ve dış saldırılar bir mesaj vermek istiyorum. Çoğu zaman şehit arkadaşlar gibi keşke canımdan daha değerli bir şey olsaydı ve Başkan Apo’nun, halkımın ve ezilen kadınların yoluna feda edebilseydim diyordum.
Sizin 1999 yılında esaret altına alınışınızdan sonra her zaman böyle bir eylem gerçekleştirme kararı beynimde vardı. Ancak koşul ve şartların uygun olmayışı ve özellikle sizin böyle bir eylemi kabul etmeyeceğinizi düşündüğümden ben de yaşam içerisinde dürüstlük ve bağlılığımı size ifade etmek için mücadele ettim. Bu gün de biliyorum ki, bu eylemimi kabul etmeyip eleştireceksiniz. Ama ben ne yapayım Başkanım? Bazıları aşık olup el ele verip kaçıyorlar. Benimde âşık olmam bu şekildedir. Yüreğim siz olmadan, ülkemin çocuklarının yüzünde gülücükler olmadan huzur bulmuyor. Bu kararımı böyle bir süreç ve zamanda sizden ayrı ve uzak geçen 8 yıl geciktirmiş olmamdan dolayı sizden özür diliyorum.
Çok inançlı ve umutlu olduğumu da söylemek istiyorum. Özellikle de PKK’nin Yeniden İnşa Komitesine seçilmek için adımı dile getirdiğinizde ve beni sorduğunuzda, bana dünyanın en büyük onur ve armağanını verdiğinizi hissettim. Bunu büyük bir onur olarak görüyorum. Devamla perspektiflerinizde Güney devrimini kadın devrimi olarak adlandırmanız bende mücadeleye olan inancı geliştirdi. Şimdi de Güneyin içinde var olan bu ölüm sessizliğine karşı bir güney kadını olarak yarattığınız çaba ve değerlerinize azda olsa bir cevap olmak istiyorum. Başarılı bir sonuç elde edeceğimden dolayı çok mutluyum.
Son olarak görüşme hasretimi, sevgilerimi ve selamlarımı siz emsalsiz insana sunuyorum. Başkanım bunu hiç unutmayın, sizi çok özlüyoruz, sizi çok özlüyoruz.”

Selam, saygı ve hasretimle

21. 01. 2006

PaylaşTweetGönderPaylaşPaylaşGönderTara
Önceki yazı

Atina Savunmasından Ekoloji – II- Önder Apo

Sonraki Yazı

Evin Encu son yolculuğuna uğurlandı

Sonraki Yazı
Evin Encu son yolculuğuna uğurlandı

Evin Encu son yolculuğuna uğurlandı

TekoJIN’dan Şehit Viyan soran için yürüyüş

TekoJIN'dan Şehit Viyan soran için yürüyüş

Sanal Medya

Manşet

  • Hesekê’de genç kadın çalıştayı
  • İşgal saldırıları aralıksız biçimde devam ediyor
  • CPT raporunda İmralıya dair açıklamada bulunmadı
  • HPG: “Cemal yoldaşımızın şehadeti biz geride kalan yoldaşları için zafer emridir”
  • Sabri Ok: “PKK Rêber Apo ile doğdu”
  • HBDH YK: “Kızıldere’de yakılan Birleşik Devrim ateşi mücadelemizde sürüyor”
  • Yurtsever Genç Kadınlardan 4 Nisan Kutlaması
  • Kızıldere Şehitleri Anısına

En Çok Okunanlar

  • HPG: “Cemal yoldaşımızın şehadeti biz geride kalan yoldaşları için zafer emridir”

    HPG: “Cemal yoldaşımızın şehadeti biz geride kalan yoldaşları için zafer emridir”

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Kızıldere Şehitleri Anısına

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Yurtsever Genç Kadınlardan 4 Nisan Kutlaması

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • TKP-ML TİKKO: “Biliyordu ki, özgürlüğe inanan ve çarpan bir yürek varsa ölüm yok olur”

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Sabri Ok: “PKK Rêber Apo ile doğdu”

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • Komutan Fazıl Botan Mexmûr’da anıldı

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HSM: Fazıl yoldaş bir dervişlik abidesiydi

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • HBDH YK: “Kızıldere’de yakılan Birleşik Devrim ateşi mücadelemizde sürüyor”

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • İşgalci TC ordusu direniş alanlarına dönük saldırılarını sürdürüyor

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
  • PKK: Büyük komutan Fazıl yoldaşın anısını yaşatacağız

    0 paylaşımlar
    Paylaş 0 Tweet 0
Nûçe Ciwan

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.

Dil

  • Kurmancî
  • سۆرانی
  • Türkçe
  • Deutsch
  • English

Bizi Takip Edin

Sonuç yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Dil
    • Kurmancî
    • سۆرانی
    • Deutsch
    • English
  • Anasayfa
  • Haberler
    • Kurdistan
      • Bakur
      • Başûr
      • Rojava
      • Rojhilat
    • Ortadoğu
    • Avrupa
    • Dünya Çapında
  • Derinlik
    • Analiz
    • Röportajlar
    • Açıklamalar
  • Gençlik
    • Öğrenci
    • Enternasyonal
    • Eylemler
    • Werin Cenga Azadiyê
  • Önemli Başlıklar
    • Önder Apo
    • Şehitler Anısına
    • Devrimci Halk Savaşı
    • Kimyasal silahlar
  • Özel
  • Tüm Haberler

Copyright © Nûçe Ciwan 2018. Tüm hakları saklıdır.